ISSN: 1304-7191 | E-ISSN: 1304-7205
Shift from the central place theory to the urban network theory in urban systems research
1
2
Sigma J Eng Nat Sci 2012; 4(): 45-63
Full Text PDF (Turkish)

Abstract

Cities, permanently tending to establish relationships, interactions, and connections with the discontinuous or immediate hinterland and evolving to a place of flows, are systems that determine their own economic influence area within the system of cities. According to the unsteady geographic movement of the surplus, not only for the city the shift is inevitable, but also for the whole urban system. In order to determine the shift in an urban system, the methods of production, distribution, transportation, consumption, and governance should be focused. The main purpose of this article is to evaluate the framework that was drawn by central place theory and network model, which have been suggested to explain the spatial structure and organization of urban systems, by taking a comparative approach. The term of “system of cities” describes the hierarchical classification of integrated and co-operated cities together, but “urban network” expresses interdependence and the degree of connectivity into the network. If the analysis of a city within the urban system will be done, it is necessary to situate the city within the nested set of spatio-temporal scales and the possible levels of analysis. One of the most important results of this study is that one-sided vertical relationships seen between an accessible centre, which is responsible for the distribution of urban functions and hinterland, according to Central Place Theory. As to Network Theory, the city taking a central role in the serving region functions as nodal point providing horizontal and vertical relationships with cities because of its connections extend beyond “umland” on trade and communication networks. By considering the factors of centrality, connectivity and complementarity in functions, the emergence of the urban system as an urban network is clearly evident through the examples in history. “The global city of historical urban network” is the city that enables the circulation of a strategic product through the urban network and by this way gets the feature of connectivity.


Kentsel sistem araştırmalarında merkezi yerler kuramından şehirsel ağ sistemine geçiş
1Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Şehir ve Bölge Planlama Anabilim dalı, Yıldız, İSTANBUL
2Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Yıldız, İSTANBUL
Sigma Journal of Engineering and Natural Sciences 2012; (4): 45-63

Uzak ya da yakın hinterlandı ile sürekli olarak ilişkiler, etkileşimler ve bağlantılar kurma eğilimde olan ve bir akışlar mekânı haline gelen kentler, kentler sistemi içinde kendi ekonomik etki alanını belirleyen sistemlerdir. Artı-değerin değişken coğrafi dolaşımına bağlı olarak yalnız bir kent için değil bütün bir kentler sistemi için değişim sözkonusudur. Bir kentsel sistemin değişiminin incelenmesinde üretim, dağıtım, ulaşım, tüketim ve denetim nitelikleri üzerine yoğunlaşılması gerekir. Bu makalenin temel amacı karşılaştırmalı bir yaklaşım ele alarak, kentsel sistemlerin yapısını ve mekânsal organizasyonunu açıklamada öne sürülen merkezi yerler kuramı ve ağ kuramının çizdiği çerçeveyi değerlendirmektir. Kentler sistemi bütünleşmiş ve birlikte işleyen kentlerin hiyerarşik sınıflandırılmasını, kentsel ağ ise birbirine bağımlılık ve ağa bağlanabilirlik durumunu izah eder. Bir kentin kentler sistemi içindeki analizi yapılacaksa içiçe geçmiş ölçekler kümesi ve olası analiz seviyeleri içerisine kentin yerleştirilmesi gerekmektedir. Çalışmanın en önemli sonuçlarından biri; Merkezi Yerler Kuramına göre kentsel işlevlerin dağıtımında sorumlu olan ulaşılabilir bir merkez ile etki alanı arasında tek taraflı düşey ilişkiler görülmesi, Ağ Kuramına göre ise hizmet ettiği bölgede merkezi bir rol üstlenen kentin ‘umland’ın ötesine uzanan ticaret ve iletişim ağlarındaki bağlantıları nedeniyle düğüm noktası olarak işlev görmesidir. Merkezilik, bağlanabilirlik ve tamamlayıcılık faktörleri birlikte değerlendirildiğinde kentsel sistemin şehirsel ağ olarak doğuşu tarihsel örnekleri ile sabittir. ‘Tarihsel kentsel ağın küresel kenti’ stratejik bir ürünün kentsel ağdaki dolaşımına imkân tanıyan ve bu sayede bağlanabilirlik karakterini kazanan kenttir.